50

Doğumumdan beri değiştirdiğimiz beş evdeki, beş farklı hormonal ve ruhsal dönemlik yatak odalarımın ortak noktası huzurdur. Odalarıma giren, çıkmak istemez. Belki duvarların rengi, belki eşyaların konumu, belki camdan görünen ferahlık, belki ışık, belki içinde benim bulunuşumdur bunun nedeni. Ortaokuldayken, okuldan eve gelir, halojen lambamı loş ışığa ayarlar, çalışma masamda oturur, annem aniden odaya girerse ders çalışıyor gibi görünmek için önüme bir kitap açar ve minik Sony radyomdan bütün gece şarkılar dinlerdim. 12-13 yaşlarıma tekabül eden hit radyo programı Capital Radio'daki Kaan'ın Türkiye Online'ıydı. Top10 listesine yeni şarkı girdiğinde Pınar'la birbirimizi arar, "aooov" derdik. Sony radyomun üstüne kurşun kalemle bir şeyler yazmanın çok zevkli olduğunu fark ettikten sonra sağına soluna, hatta kaset gözünün içine bile abuk subuk şarkı sözleri, kuşlar böcekler ve bolca ismimi yazmaya başladım. İnsanlar boş bir kağıt buldukları an neden isimlerini yazmaya başlarlar, onu da bilemem. Dün Gamze ile klasik uyku öncesi söyleşmelerimizde aklımıza gelen bugünkü şarkı, beni dran diye o günlere uçurdu. Size de hatırlatır üç beş şey, bi' dinleyin bakalım.


Rialto - Monday Morning 5.19

evimiz oluyor : )*

0 yorum:

Yorum Gönder